NEDEN GIDA TAKVİYESİ KULLANMALIYIZ

Bir taraftan besin üreticilerinin daha fazla ve daha ucuza üretelim kaygısı diğer taraftan tüketicilerin yaşam şeklindeki değişikler gıda takviyelerini kullanmayı zorunlu hale getiriyor. Bununla birlikte tüketicinin “Neden bu ürünleri kullanmalıyım?” konusundaki kafa karışıklığına eczanelerin bu ürünleri önerirken “Neden ve nasıl önermeliyim?” konusundaki çekinceleri de eklenince durum daha da içinden çıkılmaz hale gelebiliyor.

 

Nedir Gıda Takviyesi

Vücudumuz dediğimiz büyüleyici fabrikanın düzgün ve verimli çalışması için gerekli tüm vitamin ve mineraller yani mikro besinlerin temel kaynağını alması gerekir. Besin destekleri ya da gıda takviyeleri ise vitamin ve minerallerin yüksek dozlara karşılık gelen miktarlarının; hap, kapsül, şurup gibi formlar halinde hazırlanan preparatlarıdır. Bunlar; beslenme sorunlarının tedavisi ve önlenmesi, diyetin desteklenmesi ve besinlerin zenginleştirilmesi amacıyla hem gelişmiş ülkelerde hem de gelişmekte olan ülkelerde yaygın olarak kullanılmaktadırlar.

 

Neden Gıda Takviyesi

“Yediklerine içtiklerine çok dikkat eder, sigara ve alkolden uzak durur, sporunu da ihmal etmezdi. Neden bu hastalığa yakalandı? Neden bu kadar erken kaybettik?” vb. artık daha sık duymaya başladığımız soruların gündeme sıklıkla gelmeye başlamasının nedenlerini incelediğimizde aslında hasta veya danışanlarımızın neden gıda takviyeleri kullanmaları gerektiğini de özetlemiş oluyoruz.  Eczanenizde gıda takviyeleri satışı yaparken ve hasta/müşterinize bu takviyeleri önerirken bu önemli nedenleri gerekçe olarak sunmanız hem satışı kısa sürede gerçekleştirebilmenizi hem de sağlığını önemseyerek hayatında fark yarattığınız hasta/müşterinizin eczanenize ve size olan güvenini artırmanızı sağlayacaktır.

Zayıf Topraklar

Yeterli miktarda mineral içeriği olmayan topraklardan gelen sebze-meyvelerin ya da bu topraklarda yetişen bitkilerle beslenen hayvanların etlerinin tüketilmesi yediklerimizin besin değerlerinin düşmesine neden olur. Gıdalar aynı topraklarda nadasa bırakılmadan tekrar tekrar büyütüldüğü zaman toprağın mineral içeriği de zamanla yok olur. Organik gıdaları mümkün olduğunca tüketmenin çok hayati önemi olan başka bir nedeni de budur. Organik tarım uygulamaları ‘ekin dönüşü’ içerir, böylece toprakta bir tükenme gerçekleşmez. Ne yazık ki günümüzde organik satın almak bile her zaman üstün gıdalara ulaşabileceğiniz anlamına gelmez.

Depolama ve Transit Süresi

Marketlerin sebze-meyve reyonlarında her geçen gün artan miktarda ürünün diğer ülkelerden geldiğini fark ettiniz mi? En sevdiğiniz mango ya da ananasın tam olgunlaştığı zaman toplanıp en kısa zamanda size ulaştırıldığını düşünüyorsanız çok yanılıyorsunuz. Dalından erkenden koparılan bu ürünler besin değerlerine tam ulaşmadan raflardaki yerini alır. Buna bir de marketlerde ya da pazarlardaki bekleme sürelerini de eklersek zaten zayıf olan toprakların yanı sıra erken hasat ve nakliye süreci nedeniyle ürünlerin besin değerlerinde ciddi miktarda azalma olacağını öngörebiliriz.

Gıdalarımızın Pişirilme Metodu, Aşırı Pişirilmesi ya da Tekrar Isıtılması

Genel olarak toplumumuzda yemekleri fazla pişirmek gibi kötü bir alışkanlığımız var.  Bu durum besin değerlerinde büyük bir kayba yol açıyor. Sonuç olarak ortaya çıkan yemek; çok az vitamin, mineral, antioksidan ve enzim içeriyor. Dahası, bu tükenmiş gıdaları sürekli yemek zaman içinde farklı sağlık sorunlarının oluşmasına bile neden olabiliyor. Meyve ve sebzeleri mümkün olduğunca çiğ (pişmemiş) tüketmenin her zaman en iyi yol olduğu unutulmamalıdır.

Öğün Atlamak

Yoğun çalışma hayatı nedeniyle bugün pek çok kişi öğün atlıyor. Özellikle büyük şehirlerde çay ve kahve bir pastane ürünü ile düzenli bir öğünün yerini alabiliyor. Günün ilerleyen saatlerinde de aynı yeme alışkanlığı devam ederse yine son derece eksik beslenmiş olunuyor.

Yaşlanma

Yaşlandıkça bedenlerimiz, yediğimiz gıdaları özümsemek ve asimile etmek için gereken tüm önemli enzimleri daha az üretmektedir. Sonunda bu durum reflü, mide ekşimesi, mide bulantısı ve kronik kabızlık gibi ortak mide şikayetlerine sebep oluyor.

Stres + Stres + Stres = Tehlikeli Bağışıklık Sistemi

Şüphesiz, hepimiz çok yoğun hayatlar yaşıyoruz, bazılarımız diğerlerinden daha yoğun! Aile, okul, iş, toplum, inanç ve diğer yükümlülükler ve   taahhütlerimiz arasında yoruluyoruz. Bütün bu stres vücudu son derece zorluyor ve bağışıklık sistemini zayıflatıyor.

Bu sıraladığımız nedenler dışında emilim bozuklukları, enfeksiyonlar, vücutta parazitlerin varlığı, alkol, sigara kullanımı, doğum kontrol hapları başta olmak üzere bazı ilaçların kullanımı gibi nedenler de yetersizliklere sebep olabiliyor.

 

Besin desteklerinin yani gıda takviyelerinin gerekli olduğu bazı özel durumları aşağıdaki gibi sıralamak mümkün:

•             Psikolojik ya da ekonomik nedenlerle yeterli ve dengeli beslenemeyenler (Günlük menüsü 1500 kalorinin altında kalanlar)

•             Vejetaryenler

•             Demir eksikliği anemisi olanlar

•             Menopoz sonrası kemik kaybı olanlar

•             Bebek ve çocuklar (özellikle anneleri vejetaryen beslenmeye sahipler)

•             Uzun süre ilaç kullananlar (antiasit, antibiyotik, diüretikler, laksatifler…vb)

•             Dializ tedavisi gören hastalar

•             Gıda alerjisi gibi nedenlerle sağlık durumu bazı gıdaları tüketmeye elverişli olmayan veya bazı besinlerin emilimini engelleyen karaciğer veya gastrointestinal hastalıkları olan kişiler

•             Hamile olan veya hamilelik planlayan kadınlar için gebeliğe özgü bazı vitaminler

•             Güneş ışığına fazla maruz kalmamış ve D vitamini eksikliği olan kişiler

•             B12 vitamininin emilimi yaş ilerledikçe azaldığı için ihtiyacı olduğu tespit edilen 50 yaş üstü kişiler

•             Kronik hastalıklardan korunmak ya da bu hastalıkların etkilerini hafifletmek isteyen kişiler.

 

Gıda takviyesi alımı, vücudunuzun optimal şekilde çalışması için gereken temel besin maddelerinin bir kısmını vermeye yardımcı olabilir.

Dr. Ecz. Özden Kasımoğulları

Kısa Bilgi:

Diyarbakır’da doğdu. İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’ni tamamladıktan sonra, aynı fakültede Farmasötik Kimya Ana Bilim Dalı’nda master ve doktora yaptı.1996-2007 yılları arasında Araştırma Görevlisi olarak görev aldı. Tinçel Vakfı Bursu ile ‘School of Biomedical and Natural Sciences, Nottingham Trent University İngiltere’de bulundu. 2007-2013 yılları arasında, BİOTA Bitkisel İlaç ve Kozmetik Laboratuvarları AŞ’de Arge Müdürlüğü ve Arge Direktörlüğü yaptı.

Yayınlanmış makaleleri bulunmaktadır ve çok sayıda seminer vermiştir.

Farmasötik ve Medisinal Kimya Derneği ve İstanbul Eczacı Odası üyesi olan Birgül Özden Kasımoğulları, aynı zamanda Medipol Üniversitesi’nde ders veriyor.

2013 yılından beri Çekmeköy’de açmış olduğu eczanesinde eczacılık yapıyor ve Fortiks Eğitim Danışmanlık bünyesinde meslektaşlarına ve eczane teknisyenlerine sağlık eğitim seminerleri veriyor.

İletişim
okasimogullari@gmail.com